Hashem Khosroshahi
______________
Şeyda Mohammedi-Çeviren Farsçadan: Haşim Hüsrevşahi
__________
İstanbul’u seyrediyorum sarhoş kulaklarla
bu yolu buraya mavi otobüsle kasten getirmişler
tuhaf güvercin dalgalarıyla
ve gömleğin, eteğin ve çizmelerin dur duraksızlığı
aynalarda bir şeyler olmuş galiba ne oldu sana İstanbul?
sen birisini giyinmişsin ve bu sevgilinin kokusudur omuzlarından
toprak ve sardunya kokusu
kendi uçarı renginin kokusu
ey deniz gözlü rengarenk dalgalı şehir
ardındaki pusta küfür dolu duvarlar var ve aşk mektupları
ne oldu sana İstanbul?
benim tunç ayaklarımla gecenin bu saatinde nereye gidiyoruz?
çay ve sigara ikram eden bu hoş kokulu ölülerle neden burada oturuyoruz?
ben yağmurun altında bu taştan adamla sevişmek istiyorum ey şehir!
Buhara’ya kadar yalın ayak söyleyeyim ve kulak kabartayım kavaklara
hava nane bahçesidir bu gece
duyuyor musun?
şerefe şerefe!
sevdalanmak ne de hoştur
bu savurgan eller bu mağazalar
sufi kar narçiçekleri
suda martılar
ve gömleğin içinde karanlık bir dansın gölgesi!
bu odayı nasıl buldun
ben bu yatak yorganın kokusuyla müzik oldum biliyor muydun?
bu pencerelerin çığırtısıyla taaaa yürekten… güldüm seninle
bu satırın hışırtısını tanıyorum ben ey şehir
bu şarkı söyleyen şemsiyeleri
bu bulutlarla bana bir şeyler olmuş!
gözlerim İstanbul diyemiyor
ellerim yapamıyor...
________________________
No comments:
Post a Comment